Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma , nesilden nesile aktarılacak bir aile şirketi ve varlığı yapısının kurulabilmesi için insandan bağımsız sistematik bir yönetim anlayışı kurabilmektedir. Aile şirketleri büyüdükçe genellikle iki konuda yetersiz kalmaktadır:
Aile içerisinde devamlı başarılı yöneticiler yetiştirilmesi mümkün olmadığından ve işler geliştikçe farklı sahalara girilmesinden dolayı, bir yöneticiyle anlaşmak ihtiyacı duyulmaktadır.
Böylece, risk alan sermayedar ve ücret karşılığında karar alan profesyonel yönetici rolleri ortaya çıkmakta, kısacası sahiplik ve yönetim birbirinden ayrılmaktadır. Bu ayrım söz konusu olduğunda ise etkin bir şekilde işleyen sistemlerin kurulabilmesi için kurumsal yönetim ön plana çıkmaktadır.
Koyulan sermayenin yetersiz kaldığı durumda, ortaklık, kurumsal yatırımcılar, finans kurumları ve bireysel yatırımcılara doğru genişleyen bir sermaye yayılması söz konusu olmaktadır. Bu şekilde ortaklıkların kurulması sonucunda tarafların birbirlerine karşı olan sorumlulukları kurumsallaşmayı zorunlu kılmaktadır. Zira, kurumsallaşma, mülkiyet sahibinin sermaye ortaklığından doğan haklarının korunmasını ve geliştirilmesini sağlamaktadır.
Bu sebeplerle, kurumsallaşma modelinin uygulanması sadece borsa şirketleri için değil, bütün şirketler için hayati önem taşımaktadır.
Özellikle Borsa şirketlerinin ön plana çıkmasının nedeni ise bu şirketlerin sahip oldukları geniş ortaklık yapıları nedeniyle, bir anlamda halka mal olmuş olmalarıdır. Bu şirketlerde yaşanacak bir sürdürülebilirlik krizi, sosyal ve ekonomik açıdan toplumun daha geniş bir kesimini etkileyecektir.
Siz sermaye yapınızla ve üretim sisteminizle ilgilenirken yönetim sistemlerinizi güvenilir ellere bırakın.
© 2023. Pathika Danışmanlık Software Developer